Blog

Kablosuz Ağlar

Merhabalar, 
Bugün ki yazımı ap konfigürasyonu olarak planlamıştım. Fakat çok kısa olacağını düşündüğüm için WLC konfigürasyonunu da ekleyeyim dedim.


Bu seferde çok fazla teknik terim olacağı için kablosuz ağlar hakkında kısa bir bilgi vermek düşüncesiyle yola çıkarak bu makaleyi yazdım. Umarım sıkılmadan keyifle okursunuz.


Bu makalede Radyo dalgaları, frekans ve anten konularını işleyeceğiz.

Kablosuz ağları anlamanın en iyi yollarından biri, kablosuz ağların kablolu ağlardan ne kadar farklı olduğunu ve birinin fiziksel olarak kablolarının olduğu ve diğerinin günlük hayatta gözle görülmeyen radyo frekanslarının olduğu arasındaki farkları anlamaktır. O halde kablo ve kablosuz ağlar arasındaki farklar nelerdir onlara bakalım.

Kablolu ağlarda, veri elektrik akımına dönüştürülür ve kablo üzerinden gönderilir ve bu nedenle sinyali ihtiyacımız olan yere yönlendirebiliriz. Örneğin, bir pc veya cihazı network e bağlamak istiyorsak switch ile cihaz arasına kablo bağlamamız gerekir. Kablolu ağların mekaniğini anlamak kolaydır. Çünkü, her şeyi birbirine bağlayan fiziksel kablolar vardır. Bunu fiziksel olarak görebiliriz.
Ancak kablosuz ağlarda, birbiri ile temas halinde fiziksel olarak görebileceğimiz bir ortam yoktur. Kablosuz ağlar radyo dalgaları ile yayın yapar.

Peki nedir bu radyo dalgaları, nasıl yayın yapabiliyor ?

Radyo dalgaları, boşlukta yani havada hareket edebilen elektromanyetik enerjiden oluşur. 

Bir radyo dalgası, elektromanyetik enerji darbelerinden oluşur. Diğer bir deyişle foton bulutlarından oluşur. Foton elektromanyetik enerjiyi taşıyan atom parçacıklarıdır. Bir antenden patlayan foton bulutunu düşünün, foton bulutunun patlaması ve duraklaması ardından tekrar patlaması elektromanyetik enerjinin döngüsel patlamasıdır. Bu patlamalar bir radyo dalgasını oluşturan şeydir.
Bir radyo dalgasının iki özelliği vardır. Frekans ve amplitude

Frekans, foton patlamalarının ne sıklıkta meydana geldiğine göre belirlenir. Diğer bir deyişle elektromanyetik enerjinin zaman dilimi içinde meydana geldiği değişimidir. Örneğin, bir antenden çıkan ve ışık hızıyla her yöne doğru hareket eden bir foton bulutunu gözünüzde canlandırın. Her foton patlaması tek bir dalga oluşturur ve her saniyeye yayılan dalga sayısı frekanstır.

Amplitude tek bir patlamada yayılan fotonların sayısıdır. Her patlamadaki enerji miktarıdır. Daha fazla foton daha fazla enerjiye eşittir.
amplitude, belirli bir zamanda belirli bir noktada bir radyo dalgasının gücünü ölçer. Foton bulutu tüm yönlerde dışa doğru hareket ettikçe ve vericiden uzaklaştıkça, foton bulutunun yoğunluğu azalır ve böylece amplitude azalır. Vericinin hemen yanındaki bir alıcı, kilometrelerce uzaktaki bir alıcıdan çok daha fazla foton bombardımanına uğrayacak ve mesafe arttıkça sinyal gücü azalacaktır. 
Vericiden ne kadar uzakta olursanız o kadar az foton ve dolayısıyla daha az enerji alabilirsiniz. Foton bulutu ne kadar uzağa yayılırsa, sinyal o kadar zayıflar.

Bir örnekle toparlayacak olursak, uzakta bir yerde bir tepenin üzerinde veya yüksek bir yerde artık nasıl hayal ederseniz mavi bir ışığın yanıp söndüğünü düşünelim. Işığın saniyede bir kez yanıp söndüğünü var sayalım,
ışığın saniyede bir kez yanması frekans, ışığın parlaklığı ise ampitude dir.

Radyo frekansları hakkında yeterli bilgiye sahip olduğumuza göre anten ve anten çeşitleri konusuna geçebiliriz.

Antenler, elektromanyetik enerjiyi uzaya yayan cihazlardır.
Alıcıdaki bir sinyalin gücü yalnızca iletilen güce ve mesafeye bağlı değildir. Göndericinin ve alıcının kullandığı antenlerin türüne de bağlıdır.

  • Isotropic Anten, enerjiyi her yöne eşit olarak yayan bir antendir.
  • Omnidirectiona Anten, halka benzeri bir düzende gücü dışarı doğru yayar.
  • Yagi-uda anten, enerjiyi belirli bir yöne odaklayan antendir.
  • Parabolic reflector anten, bir düzlemde alınan sabit bir “d” doğrusu ile sabit bir “F” noktasından eşit uzaklıktaki noktaları geometrik yerleştirilmesidir. Bu sabit noktaya odak (focus), doğruya (directrix) denir.

Bir radyo sinyalinin gücünü etkileyebilecek bir kaç şey vardır. Örneğin, bir radyo sinyali ilerledikçe mesafeye orantılı olarak sinyalde bir düşüş yaşanacaktır. Antenden ileriye doğru ilerleyen bir sinyalin ilerlediği bu mesafeye FSPL ( Free Space Path Loss ) denir. 

Daha yüksek frekanslara çıkarken örneğin, 2.4 Ghz den 5 Ghz , güçlü olan frekans daha düşük olan frekansa kıyasla mesafe uzadıkça daha fazla azalır.

Örneğin, 2.4 gigahertz ileten bir Ap var ve 15m uzaklıkta bir Pc (alıcımız) mevcut. Sinyal kaybı 50 db (desibel) dir, bu örneği 5 Ghz ile deneyecek olursak sinyal kaybı 58 db dir.
Mesafe arttıkça sinyal kaybı logaritmik bir şekilde artar. 

Yüksek frekanslarla daha yüksek verim elde edebiliriz. Ancak daha yüksek frekanslardaki  sinyalimizin o kadar uzağa gidemeyeceğini anlıyoruz.

Elimden geldiği kadar radyo dalgaları, frekanslar ve antenler hakkında konuştuk. Bir sonraki bölümde kablosuz ağ standartları olan 802.11 standartlarından bahsedeğiz. 


Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu