Çin, deniz tabanının derinliklerine inerek Dünya’nın kabuğunu delmeyi amaçlayan iddialı bir projeye imza atıyor. Bu çığır açıcı görevde kullanılacak olan Meng Xiang adlı gemi, bilimsel araştırmaların yanı sıra önemli enerji kaynaklarını tespit etme misyonunu da üstlenecek. Söz konusu proje, Çin’in hem küresel bilimsel prestiji hem de uzun vadeli enerji stratejileri açısından büyük bir önem taşıyor.
Hedef Dünya Kabuğunun Altına Ulaşmak
Meng Xiang, Çin’in kendi mühendislik gücüyle geliştirdiği ilk yerli derin deniz sondaj gemisi oldu. 2024 yılının kasım ayında hizmete giren gemi, donanım testlerini başarıyla tamamladı. Bu yıl Güney Çin Denizi’nde sondaj faaliyetlerine başlayacak olan gemi, 2035 yılına kadar görev yapacak.
Çin, bu projeyle Dünya’nın kabuğu ile mantosu arasındaki geçiş bölgesi olan Mohorovičić süreksizliğini doğrudan incelemeyi hedefliyor. Bugüne kadar bu bölgeye yapılan en derin sondaj, Sovyetler Birliği tarafından gerçekleştirilmiş ve sadece 12 kilometre derinliğe ulaşabilmişti. Meng Xiang’ın temel amacı, bu rekoru aşarak daha derin katmanlardan değerli örnekler elde etmek.
Meng Xiang, sadece jeolojik yapıların incelenmesine değil, aynı zamanda derin deniz enerji kaynaklarının araştırılmasına da önemli katkılarda bulunacak. Gemi, deniz tabanında petrol, doğal gaz ve metan hidrat rezervlerini tespit etmek üzere donatıldı. Bu özelliğiyle Çin’in enerji bağımsızlığına yönelik adımlarına doğrudan destek verecek.
Gemi, dünyanın ilk otomatik çekirdek örnekleme sistemine sahip olmasıyla öne çıkıyor. Ayrıca çevresel etkileri en aza indiren özel bir çamur geri dönüşüm sistemi de gemide yer alıyor. Meng Xiang, jeoloji, jeokimya, mikrobiyoloji ve okyanus bilimi alanlarında hizmet verecek dokuz ileri düzey laboratuvar barındırıyor. Bu sayede alınan örnekler direkt olarak gemi içinde analiz edilebilecek.
Derin okyanus sondaj çalışmaları, Çin’in sadece bilimsel alanda değil, küresel enerji stratejisinde de etkili olma hedefinin bir uzantısı. Meng Xiang’ın görev süresince elde edeceği veriler, hem levha tektoniği ve deniz altı depremleri gibi konuların anlaşılmasına hem de iklim değişikliği araştırmalarına önemli katkılar sunacak.
