Bulutta Güvenlik Açıklarıyla Mücadelede Eski Yöntemler Yetersiz Kalıyor
Bulut sistemleri artık son derece dinamik yapılar hâline geldi. Sunucular saniyeler içinde açılıyor veya kapanıyor. Ancak geleneksel açık yönetimi araçları hâlâ sabit zamanlarda tarama yapıyor. Bu yöntem, yerel sunucular için işe yarasa da bulut için yetersiz kalıyor. Taramalarla toplanan veriler bir süre sonra geçerliliğini yitiriyor ve güvenlik ekipleri dağınık verilerle baş başa kalıyor.
Siber saldırganlar her geçen gün daha hızlı hareket ediyor. Güvenlik ekipleri riskleri tespit edip müdahale etmekte geç kalabiliyor. Bu da kurumların hem güvenlik hem de uyumluluk açısından zayıf noktalarını artırıyor.
Bulut İçin Akıllı Açık Yönetimi Gerekli
Yeni nesil bulut güvenliği yaklaşımı, sadece tarama değil, aynı zamanda proaktif koruma sunmak zorunda. Bu nedenle açık yönetimi süreçlerinde bazı önemli değişiklikler gerekiyor. Bulut ortamında çalışan makineler, kapsayıcılar ve servisler sürekli değişiyor. Geleneksel araçlar bu değişimi yakalayamıyor. Bu yüzden sürekli varlık keşfi yapan ve farklı kaynaklardan gelen verileri bir araya getiren araçlar tercih edilmeli. Böylece hangi varlıkların risk altında olduğu her an görülebilir.

Güvenlik süreçleri yazılım geliştirmenin son aşamasına bırakıldığında sorunlar geç fark ediliyor. Açık yönetimi sisteminin DevOps süreçlerine entegre edilmesi, hataların daha yayınlanmadan tespit edilmesini sağlar. Otomatik biletleme ve hızlı yama dağıtımı gibi adımlar sayesinde güvenlik açıkları büyümeden çözülebilir.
Tüm açıklar aynı derecede tehlikeli değildir. Bazı yapılandırma hataları, kod içindeki açıkların önüne geçebilir. Bu nedenle açıkların bağlamsal olarak değerlendirilmesi gerekir. Varlığın önemi, açıkla temas süresi ve etkisi birlikte değerlendirilmeli. Böylece ekipler gerçekten öncelikli olan açıklarla ilgilenebilir.
Kurumlardan düzenli olarak güvenlik taraması yaptıklarına ve açıkları giderdiklerine dair raporlar sunmaları beklenir. Otomatik açık yönetimi araçları, bu süreci hızlandırır. Açıkları belirler, sorumlusunu atar ve süreci takip eder. Her şey tek bir panelde izlenebilir.
Birden fazla güvenlik aracı kullanmak yerine kapsamlı tek bir platform kullanmak işleri kolaylaştırır. Bulut ortamına özel tasarlanmış araçlar, uygulama verisi ile güvenlik açıklarını birleştirerek en doğru tabloyu sunar. Otomasyon sayesinde ekipler daha az kaynakla daha çok iş başarabilir.
Bulut altyapısında çalışan güvenlik ve DevOps ekipleri için eski yöntemler artık yetersiz kalıyor. Özellikle AWS ve Azure gibi ortamlar her saniye değişiyor. Bu nedenle sadece tarama yapan sistemler, güvenliği sağlamakta zorlanıyor.
Hızla artan saldırılara karşı sürekli açık yönetimi, DevOps entegrasyonu, bağlam temelli önceliklendirme ve otomasyon gibi yaklaşımlar tercih edilmeli. Bulut sistemlerinde güvenliği sağlamak için buluta özel çözümler kullanılmalı. Çünkü bulut tabanlı tehditler, geleneksel çözümlerle durdurulamıyor.