IBM, İK Pozisyonlarını Yapay Zekâya Devredip Yazılımcı ve Satış Uzmanlarını Artırıyor
IBM, insan kaynakları birimindeki yüzlerce pozisyonu yapay zekâ destekli otomasyonla değiştirerek şirket içindeki iş gücünü yeniden yapılandırdı. Şirket, idari görevlerin azaltılmasıyla birlikte yazılım geliştirme ve satış gibi büyüme odaklı alanlara daha fazla personel yönlendirdi.
Şirket, Yapay Zekâyla Personel Verimliliğini Artırmayı Hedefliyor
IBM Üst Yöneticisi (CEO) Arvind Krishna, Wall Street Journal’a verdiği röportajda, yapay zekâ sistemlerinin bordro yönetimi, iş transferi işlemleri ve çalışan doğrulama gibi tekrarlayan insan kaynakları görevlerini otomatik hâle getirdiğini belirtti. Bu süreçte birkaç yüz kişilik İK personeli pozisyonu kaldırıldı.
Şirket, insan kaynağını bu rutin işlerden kurtararak daha yüksek katma değerli alanlara yönlendirdi. Krishna, toplam istihdamın azalmadığını vurgulayarak, personel dağılımının şirketin önceliklerine göre yeniden şekillendiğini ifade etti. Yeni çalışan alımları yazılım geliştirme ve müşteri ilişkileri gibi bölümlerde yoğunlaştı.
IBM’in bu hamlesi, uluslararası düzeyde birçok büyük şirketin benimsediği bir dönüşümü yansıtıyor. Giderek daha fazla şirket, üretken yapay zekâ ve akıllı otomasyon sistemleriyle operasyonlarını sadeleştirmeyi ve verimliliği artırmayı amaçlıyor.
Yapay zekâ teknolojisi artık sadece veri işlemekle kalmıyor. Aynı zamanda iş yazışmaları hazırlayabiliyor, temel kararları alabiliyor ve yöneticilere daha fazla zaman kazandırıyor. Bu da idari destek birimlerine olan ihtiyacı azaltıyor.
Krishna, şirketin temel yaklaşımının kitlesel işten çıkarma değil, mevcut görevlerin yeniden dağıtılması olduğunu belirtti. İnsan kaynakları birimleri, veri girişi ve işlem odaklı işlevlerden uzaklaştırılarak daha çok stratejik kararlara odaklanıyor. IBM’in bu açıklamaları, şirketin her yıl Boston’da düzenlediği Think konferansıyla aynı döneme denk geldi. Etkinlikte IBM’in bulut bilişim, kurumsal yazılımlar ve yapay zekâ alanındaki en güncel teknolojileri tanıtıldı.
Krishna, IBM müşterilerinin de yapay zekâ teknolojilerini benimsemekte hızlandığını belirtti. Şirketlerin, ekonomik belirsizliklere rağmen verimliliği artırmak ve yeni gelir kaynakları yaratmak için bu tür çözümlere yöneldiği ifade edildi.
IBM’in son adımı, teknolojinin yalnızca bir araç değil, aynı zamanda iş süreçlerini dönüştüren bir yapı taşı hâline geldiğini gösteriyor. Şirket, yapay zekâyı hem iş tanımlarını sadeleştiren hem de rekabet gücünü artıran bir unsur olarak konumlandırıyor.