ABD’nin Çin’e uyguladığı yeni gümrük vergileri, teknoloji sektöründe özellikle bulut bilişim alanında dalga etkisi yaratıyor. Bulut hizmetlerinin görünmeyen yüzü olan fiziksel altyapı bileşenleri olan sunucular, depolama birimleri ve ağ ekipmanları bu vergilerden en çok etkilenen ürünler arasında yer alıyor. Çin’in küresel sunucu üretimindeki %30’luk payı düşünüldüğünde, %25’lik ek vergi yükünün bulut sağlayıcıları üzerinde yarattığı baskı daha net anlaşılıyor.
Küçük ve Orta Ölçekli Sağlayıcıları İçin Zorlu Bir Dönem Başlıyor
AWS, Microsoft Azure ve Google Cloud gibi dev bulut sağlayıcıları, derin finansal kaynakları sayesinde bu maliyet artışlarını şimdilik karşılayabiliyor. Ancak sektör analistleri, bu durumun uzun vadede müşterilere yansıtılmayacağı konusunda uyarıyor. Özellikle yüksek hacimli işlem yapan kurumsal müşteriler, önümüzdeki dönemde fiyat artışlarına hazırlıklı olmalı.
Küçük ölçekli bulut hizmet sağlayıcıları ise bu ekonomik dalgalanmadan çok daha sert etkileniyor. Dar kar marjlarıyla çalışan bu şirketler, artan donanım maliyetlerini absorbe etmekte zorlanıyor. Birçok bölgesel bulut sağlayıcısı, ya hizmet kalitesini korumak için fiyat artışına gitmek ya da yatırımlarını ertelemek gibi zor seçimlerle karşı karşıya kalıyor.
Vergilerin etkisiyle birlikte teknoloji devleri, üretim tesislerini Çin dışındaki ülkelere kaydırmaya başladı. Vietnam, Tayvan ve Meksika gibi alternatif üretim merkezleri öne çıkıyor. Ancak bu geçişin sorunsuz olmayacağı ve en az 2-3 yıllık bir uyum süreci gerektirdiği belirtiliyor. Bu dönemde bulut hizmetlerinde gecikmeler ve tedarik sorunları yaşanabileceği öngörülüyor.
Bulut hizmeti kullanan işletmeler için önümüzdeki dönemde en belirgin etki, hizmet maliyetlerindeki artış olacak. Ayrıca yeni veri merkezi yatırımlarının yavaşlaması, hizmet dağıtım sürelerini uzatabilir. Özellikle imalat ve perakende gibi kendi sektörlerinde de vergi baskısı yaşayan şirketler, bulut bütçelerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalacak.
Bu belirsizlik ortamında işletmeler için en akıllıca yaklaşım, tek bir bulut sağlayıcıya bağımlı kalmamak olarak görülüyor. Farklı sağlayıcılar arasında iş yüklerini dağıtmak, olası fiyat artışlarına ve hizmet kesintilerine karşı koruyucu bir önlem niteliği taşıyor. Ayrıca uzun vadeli sözleşmelerle mevcut fiyatları sabitlemek de maliyet kontrolü açısından önemli bir strateji haline geliyor.
